27 Haziran 2013 Perşembe

BAKIM BLOG / Cilt Bakımı Makyaj ve Alışveriş Blogu: Yaz Çekilişi --- L'oreal - The Body Shop - TC...

BAKIM BLOG / Cilt Bakımı Makyaj ve Alışveriş Blogu: Yaz Çekilişi --- L'oreal - The Body Shop - TC...: Ürünler tarafımdan alınmış ve denenmek için bile olsa açılmamıştır. L'oreal Caresse Ruj hypnotic red Loreal Ruj luminious cocoa Th...

Temmuz ayı çekilişleri

Aylin'in kozmetik günlüğü çekilişi!
hediyeler çok güzel bence hemen katılmalısınız ;)
tık tık


-------------------


Gece ışıltısı çekilişi TIK TIK


-----------------------------------


Nimo çekiliş yapıyor koşun! :)
hemen buradan TIK TIK




------------------------------

Akmayan göz kalemi'nin çekilişi tık tık



--------------


Lensmakyaj çekilişi TIK TIK
-------------

Şebnem's blog çekilişi Buradan tık tık

------------



Seregon's World Çekilişi TIK TIK


Ojelerim

Merhaba herkese!!! Öncelikle yeni işim hayırlı olsun bana dimi :) Yarın 1 hafta olacak ki işe başladım kızlar, şimdilik keyfim yerinde, daim olması dileğiyle, kendi kendime iyi dileklerimi diledikten sonra konumuza geçebiliriz :)
Teslim sonrası savaş alanına dönen odamı da toplamak kolay olmadı elbet :) maket kırıntıları ve eskiz kağıtları mı tek dağınıklık??? tabi ki değil kıyafetlerim ojelerim takılarım hepsi bi yerdeydi :/ Proje teslimimden hemen sonra hepsine el attım, Ojelerimin de sırası gelmişti artık, onlar da tümünü kapsayan bi yazıyı hakettiler artık diyerekten başladım fotoğraf çekmeye :)


Sizin için renklerine göre gruplandırdım öyle pozladım



Aynı renkten iki tane aldığım oluyor sık tükettiğim için onlar yer kaplamasın dedim ;)

Mor oje çeşidim pek yokmuş, gruplandırma yapınca onu farkettim, bir de kırmızı bordo arası renk skalam pek dar, oraya da yenilerini eklemek lazım ;)

Bu arada içlerinde en pahalı ojem olan Chanel en elverişsiz en kullanımı berbat, en silinmeyen, bulaşan veeeee en en en kötü anılarımın başrolü olan bi ojedir. Atmamamın tek sebebi ona bakıp bakıp hatamdan ders çıkarmak.. Ojeden ders çıkar mı demeyin, anlatsam hem şok olur hem gülmekten kırılır hem de bana acırsınız :)
Dediğim gibi işe başladığım için artık akşamları uykum daha bi tatlı :) Nail artlara ve hatta aklımda olan makyaj postlarına ağırlık vermem lazım ama sadece pazarları bu yazıları yetiştirmeme yeter mi bilmiyorum..

Bu arada siz beni BLOGLOVINden takibe aldınız mı???
Hemen burada bi tık uzaktayım :)


Herkese tatlı geceler, mışıl mışıl uykular :))

23 Haziran 2013 Pazar

Bir Tık ile hepimiz mutlu!!! :)) BLOGLOVİN

Evet arkadaşlar sık sık buna benzer yazılar görüyorsunuzdur, ama zaten yeni kazanmaya başladığım takipçilerimi kısa zamanda kaybetmek istemiyorum :( Ben tüm takip ettiğim insanları bloglovinde de takibe aldım rahatladım :)
Sizden de aynı ricam var, yazılarımı okumak istiyorsanız, beni kaybetmek istemiyorsanız hemen bi tık ile iletişimimize devam edebiliriz ;)

BU YAZIYI TIKLAYIN VE FOLLOW EDİN VE HEPSİ SADECE BU KADAR :)






Sizleri çok seviyorum ve sizlerden kopmak istemiyorum. ;)
Herkese mutlu pazarlar!!!

16 Haziran 2013 Pazar

Süslü Günlüğüm'ün çekilişini kazandım!!! :)

Evett sonunda ben de siftah yaptım :))) şaka bi yana bu çekilişlerde şanslı olacağımı hiç sanmıyordum, Çok çekilişe katıldım ama kısmet bugüneymiş :) Ve yine çok şanlşıyım ki çok güzel hediyelere sahip oldum :)



Merak edenler için çekiliş LİNKİ

Süslü günlüğüm mail atınca sevinçten uçtum diyebilirim :) Bilgileri yolladıktan 2 gün sonra elimdeydi kargo :)

 Güzel bir notla ve ayrıca ekstra bi süprizle yollamış hediyelerini :) süpriz dediğim de Colors Berry&Vanilla Lip Gloss kokusuna bayıldım haberiniz olsun ;)
Diğer hediyeler de gördüğünüz üzre Clinique far paleti ve göz kalemi. En kısa zamanda far paletinin denenme sürecini ve onunla yapılmış göz makyajını koymak istiyorum bloga ;) Tonlar günlük kullanıma çok uygun olduğu için sanırım çantamdan çıkmayacak hiç ;)

Hediyeler ve güzel dileklerin için tekrar tekrar teşekkür ederim Süslü Günlüğüm, Ben çoook mutlu oldum :)


Ne güzelmiş hediye almak :) Bayadır yakınlarımdan da hiç bir sebeple hediye gelmediği için bi hoş oldum :P


Herkese güzel günler diliyorum!

15 Haziran 2013 Cumartesi

Saçlarım için #1

Veeee sonunda yine buralardayım! Çok özlemişim inanın, burada yokken takipçisi olduğum bloggerları elimden geldiğince izledim, ama tabi ki yeni  bir yazı yazacak kadar vaktim olmuyordu..
Projemi teslim ettim çok şükür ama tüm emekler boşa gitti tabi, kalmışım.. Kalan sayısı fazla olduğu için biraz bencilce olacak ama seviniyorum, tabi ki ben kaldım herkes kalsın mantığı değil herkes emek verdi, ama kalan sayısı fazla olursa yaz okulu için daha fazla yaptırım gücümüz olabilir, tek ben olsam hakkımı aramak biraz sıkıntı olabilirdi ;)

Hayatımdan kısaca haber verdikten hemen sonra daha önce fotoğraflarını hazırladığım yazıma geçeyim ;)

Saç konusunda şanslı birisiyim, dalgalı saçlara sahibim ve gürdür, anne-baba baskısı sağolsun, kısa kullanamıyorum, yasak :) Şaka değil tabi, ben ki ilkokuldan beri her karne hediyesinde saç kestirirdim ( askeriyede saç kesiminin ne kadar uygun olduğunu bilen bilir, ödül maddi değil manevi yani :)  ) Kısa  saç modellerine ne kadar aşıksam ne kadar bayılıyorsam, o kadar kızıyorlar, daha önce belimde olan saçlarımı habersiz kısacık kestirdiğimde babam 2 gün konuşmamıştı benimle.. Sanırım saçlarımda ne kadar söz sahibi olduğunu az çok anladınız :)
Tabi ki onların isteği yüzde yüz etkili değil, görüldüğü üzre onları dinlemediğim oluyor, ama bakımlı oldukları sürece uzun saç gerçekten güzel duruyor, kendime yakıştırıyorum ;)

Çok konuştum, gelelim saçlarımda neler kullandığıma.. Dediğim gibi şanslı olduğum için açıkçası çok fazla ürün kullanmıyorum ihtiyaç duymuyorum. Ayrıca doğal bakımlara önem veriyorum :
  • Ayda bir kesinlikle zeytinyağı ile maske yaparım.
  • 2-3 ayda bir kırıklarını aldırırım.
  • Fön- maşa olaylarını çok nadir ve genellikle özel günlerde yaparım.

Bunlar müthiş yöntemler değil tabi ki sadece dikkat etmeye çalışıyorum kendimce. Bunlar dışında kullandığım şampuanı pek değiştirmem. Saç kremi de mutlaka kullanırım, Gliss ürünlerini de çok severek kullanıyorum.
Schwarzkopf Gliss Renk Koruyucu Saç Bakım Maskesi olmazsa olmazlarımdan. Saçım boyalı olduğu için ideali bu benim için. ( bu arada saçımı boyatmayı bıraktım, doğal saç rengime dönüyorum, bu da ayrı bi yazı olacak :) )






Onun haricinde dalgalı saça sahip olduğum için köpük benim için büyük bir kurtarıcı. Köpük denince de aklıma yıllarca dolabımda eksik etmediğim Perçem  geliyor tabi ki. Bilmeyenler için bi çok kuaförde kullanılan bi marka diyebilirim. Kuaför malzemeleri satan dükkanlardan temin edebilirsiniz, ben de ilk kez kuaförümden satın alarak kullanmıştım ve çok memnun kalmıştım. Fiyatıyla kalitesi ters orantı nerdeyse :) Bundan önce Taft köpüklerini kullanıyordum, e o kadar çok saça da hemen bitiveriyordu, öğrenciyiz, bütçemiz kısıtlı, sorun oluyordu.. Perçem ile bu soruna bi son vermiş oldum ;)


Gelelim Avon Advance Techniques Tüm Saç Tipleri için Fas Argan Yağı içeren Durulanmayan Saç Serumuna. Avonun saç ucu onarıcı serumunu daha önce kullanmış memnun kalmıştım, Yeni çıkınca bunu da denemek istedim, ama açıkçası çok bir fark göremedim. Kullanım şeklinde saç dibine de uygulanması isteniyor ama bu doğal olarak saçı aşırı derecede yağlandırıyor. Ben yine uçlara kullanıyorum, canlılığını hissediyorum.

Morfose Saç spreyini de çoğunuz biliyorsunuzdur eminim, yine bi çok kuaförde kendisine denk geliriz :) Saçıma fön çekmem gereken günlerde, ya da at kuyruğu yaptığım zaman kurtarıcım oluyor kendisi ;)

Saç kremim baya varmış ben de şimdi farkediyorum :) Yine Avonun Advance Techniques Tüm Saç Tipleri için durulanmayan bakım kremini her duş sonrası kullanırım, köpüğümü sonra uygularım.


Schwarzkopf  Osis Flex Wax Güçlü Şekillendirici yağlanma yapmadığı için çok başarılı bulduğum bi ürün. Fön sonrası elektiriklenmeyi kesinlikle önlüyor ;)


Çok uzun bi yazı oldu farkındayım ama bu biraz da uzun zaman sonrası  deşarj gibi oldu :)

Özlemişim burayı, bu yazıya nasip oldu çenemin düşüklüğü :)
Umarım bi daha bu kadar uzun ayrılmam ;)
Saç bakımıyla ilgili önerileriniz neler?
Musmutlu güzel pazarlar diliyorum herkese ;)

2 Haziran 2013 Pazar

Bugün... Ben...Gezi Parkı...Direniş...Polisler...

Bekleyen birkaç kozmetik üzerine taslağım var sizlerle buluşturmak istediğim.. Ama proje teslim günü olan 6 Hazirana kadar kendimi frenliyorum. Geceli gündüzlü çalışıyorum AVM projem için..
Ben bu AVM projesini yapadurayım, memleketimde biçok yerde biçok arkadaşım yine memleketimin polisiyle çatışıyor..

Kelimeler düğümleniyor, bir yanım orda onlara destek olmak isterken, bir yanım da provokasyonlara alet olmak istemiyor.. Çünkü biliyorum ki amaç ne olursa olsun, ne kadar iyi niyetle başlanmış olursa olsun, sonuç yine aynı olacak. Tüm gruplar olayı kendi üstüne almak isteyecek, provokasyonlarından vazgeçmeyecek, iki tarafı da kışkırtacak, sonunda da amacından sapmış bir vaziyette insanlar dağılmak zorunda kalırken, devlet "biz demiştik" diyecek. Artık herkes biliyor olayın tamamen gezi parkı olmadığını, zaten orada masumca eyleme katılan bikaç genç dışında herkes biliyordu. Oraya destek için giden birçok grup alttan alttan provokasyon yaratma peşindeydi. En sonunda Taksim'e girildikten sonra da marjinal(!) grupların bayraklarının kalkmasıyla da iyice meydana çıktı...

Üzülmekten başka elimden bişey gelmemesi ise daha çok canımı sıkıyor. Birçoğumuz gibi ben de internetten takiple olaya dahil olabiliyorum anca. Bu arada twitterı-facebooku gördünüz mü? Yapılan kirliliği gördünüz mü?? Yalan yanlış açıklamalarla, fake hesaplarla, başka yerlerden alınan fotoğraflarla, hem bizi ( orada bulunmayan halkı) korkutarak yürekleri ağza getirerek daha çok galeyana gelmemizi sağladılar, hem de olayların aslı farkedilince bunları yapanlardan nefret etmemize sebep oldular. İki taraf da kendisini haklı çıkarmak için yalan yanlış haberlerle gündemin yönünü belirlemeye çalıştı.

Olaylara objektif bakmaya çalışıyorum, polisi de emir kulu olarak görüyorum, diceksiniz ki polis vicdanlı olsa şiddet kullanmazdı diye. Belki haklısınız ama şu da var ki olay çıkartan da o kadar çok grup vardı ki, polisin de esnafı, çevreyi düşünmesi lazımdı, bu kadar yakım yıkım polisin işi demek de biraz yanlış bakış açısı demektir. Ve tüm bunlara rağmen yine de polisin şiddet kullanmaması gerektiğini savunuyorum. Bunu kimse inkar edemez zaten, sadece söylediğim olay ne kadar çabuk biterse o kadar rahat olur anlayışıyla böyle hareket ettiklerini düşünüyorum, bu da ters tepki etti tabi ki, o da ayrı mesele..

Sonuç olarak; eminim bu kadar olan şey, bu direniş birilerinin üstüne kalacak, hükümet bunu bertaraf etmek için başka gündemler yaratacak ve bu olaylar bikac hafta içinde unutulacak.. Televizyonların yanlı şekilde olayları göstermeleri ve daha doğrusu HİÇBİRŞEY göstermemeleri de bunun kanıtı zaten. İnsanlar canları acıdığıyla kalacak. Hiçbirşey değişmeyecek. En çok da canımı acıtan bu zaten.

Daha çok şey yazmak istiyorum, ama 2 gündür gündemi takip edip arkadaşlarıma ulaşmaya çalışmaktan yeterince vakit kaybettim. İçimdekileri buraya dökmek istedim. twitterda facebookta yapılan klavye delikanlılığı, oturduğumuz yerden yapılan doğru-yanlış tüm paylaşımlar, sadece bizi takip edenlere karşı gösterişten öteye gidemiyor. Buna ben ve benim gibi biçok kişi dahil. O yüzden elimden geldiğince paylaşım yapmamaya gayret gösteriyorum. Okuyorum, okuyorum.. Üzülüyorum.. Elimize geçen anca bu.. O yüzden buraya döküldüm belki de, kendime yazmak istedim bunları. bikaç hafta sonra tüm bunlar unutulduğunda hatırlayayım diye. Yıllar sonra yine burayı okuyabileyim diye.


Geçmiş olsun MEMLEKETİM.
Geçmiş olsun HALKIM.
Geçmiş olsun hepimize. Değişemeyen düzene, insanı insan olduğu için sevememeye..